Kanunlar

Maske takma yükümlülüğü Anayasanın 17. maddesinde yer alan ‘‘Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı’’ ile vücut dokunulmazlığı ve deneye tabi tutulmamaya ilişkin temel hak ve özgürlüklerimi ihlal etmektedir.Yukarıda belirttiğim üzere, ‘‘genelge’’ ile uygulamaya koyulan  maske takma zorunluluğu Anayasaya ve AİHS’e açıkça aykırıdır.

Maske takma zorunluluğunun gerekçesi olarak gösterilen genel sağlık sebebi de Anayasanın ilgili maddelerinde yer almamaktadır. Genelge uyarınca karar alan il umumi hıfzıssıhha kurulları, maske takma zorunluluğuna ilişkin kararlarında da İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27. ve 72. maddelerini kararlarına dayanak göstermeye çalışmaktadır. Kanun’un 72. maddesinde; 57. maddede belirtilen hastalıklardan birisi ortaya çıktığı veya ortaya çıkmasından şüphelenildiği takdirde uygulanacak önlemler sınırlı sayıda (numerus clausus) olarak sayılmıştır. Bu tedbirler arasında ‘‘maske takma’’ tedbiri, yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ayrıca, 72. maddede atıf yapılan 57. maddede de, hangi hastalıkların mevcudiyeti durumunda 72. maddede sayılan tedbirlerin alınabileceği yine sınırlı sayıda (numerus clausus) hastalık ismi belirtilerek sınırlandırılmıştır. Bu maddede de, virüs kaynaklı hastalıklar, özellikle de koronavirüs nedeniyle meydana gelebilecek herhangi bir hastalık yer almamaktadır. Koronavirüs nedeniyle meydana gelen hastalık nedeniyle, Kanun’un 64. maddesi uyarınca, Kanun kapsamındaki tedbirlere hükmedilebileceği değerlendirilse dahi, yukarıda belirttiğim üzere maske takma zorunluluğu işbu Kanun hükümlerinde açıkça yer almadığından ve Kanun kapsamında da bulunmadığından tarafıma verilen cezaya dayanak olamayacaktır. Kanun’un 282. maddesinde; ‘‘Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, ikiyüzelli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.’’ hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıkladığım üzere, maske takma zorunluluğu, tedbiri işbu Kanun’da yer almadığından maske takma zorunluluğuna aykırı hareket nedeniyle tarafıma idari para cezası uygulanması mümkün değildir. Sulh Ceza Hakimliklerinin emsal niteliğinde olduğunu değerlendirdiği, Yargıtay 19. CD 2020/4354 E. 2020/14250 K. sayılı kararında ve bu karara karşı kanun yararına bozma talebi sonrası verdiği kararında da; maske takma zorunluluğuna uymayan bir kişiye 1593 sayılı Kanun’un 282. maddesi uyarınca idari para cezası verilemeyeceğini açıkça belirtmiştir.

Normlar hiyerarsi

              MASKE YASAĞI ANAYASAL HAKLAR

TCK

Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

 (3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

Madde 4- (1) Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz.

Madde 26- (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez. (2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.

 Madde 77- (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:

            a) Kasten öldürme.

            b) Kasten yaralama.

            c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.

            d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.

            e) Bilimsel deneylere tabi kılma.

(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.

            (3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.

            (4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.

Madde 90- (1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    (2) İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;

            a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,

          b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,

            c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,

            d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,

            e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,

            f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha ağır basması,

            g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,

            Gerekir.

  (3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/7 md.) Çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için ikinci fıkrada aranan koşulların yanı sıra;

             a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,

             b) Rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı muvafakatinin de alınması,

             c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması,

             Gerekir.(4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.

 (5) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi halinde, kasten yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

 (6) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Madde

Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Madde 113- (Değişik: 2/3/2014-6529/13 md.) (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla; a) Bir kamu faaliyetinin yürütülmesine, b) Kamu kurumlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında verilen ya da kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak sunulan hizmetlerden yararlanılmasına, engel olunması hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali

Madde 117- (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.

Anayasayı ihlal

Madde 309- (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

            (2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

            (3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

ANAYASA

Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir

“Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması

   Madde 13.- Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Madde 15 – Savaş, seferberlik (…) veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler (…)[11] dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı

Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz

V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti

Madde 23 – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek.

Madde 38 – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.

Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.

Madde 137 – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrin

yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.

AİHS -AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ-

Madde 2

 Yaşam hakkı

 1. Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez

Madde 3

 İşkence yasağı Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.

ANAYASA MAHKEMESİ 2013/1789 Numaralı Madde

 HALİME SARE AYSAL BAŞVURUSU

  (Başvuru Numarası: 2013/1789)

 

 

Umumi Hıfzısıhha Kanunu

Madde 282 – (Değişik: 23/1/2008-5728/48 md.) Bu Kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, ikiyüzelli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

BİYOLOJİ VE TIBBIN UYGULANMASI BAKIMINDAN İNSAN HAKLARI İNSAN HAKLARI VE BİYOTIP SÖZLEŞMESİ

  

Madde 5. (Genel Kural)

Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve  bilgilendirilmiş olarak muvafakat vermesinden sonra yapılabilir.

Bu kişiye, müdahalenin amacı ve niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında önceden  uygun bilgiler verilmelidir.

İlgili kişi, muvafakatını her zaman, serbestçe geri alabilir.

   Ülkemizin de imzaladığı 2003 yılında -5003 sayılı  Kanunla  Uygun Bulduğu ve Katıldığı     Sözleşmenin “Özel Yaşam Ve Bilgilendirilme Hakkı” başlıklı 10’uncu maddesinde “Herkes, kendi sağlığıyla ilgili bilgiler bakımından, özel  yaşamına saygı  gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” Hükmü yer almaktadır.

İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi’ni TBMM 2003 Yılında Onaylamıştır.

NOT; Son Olarak “MASKE” takmayanlar hakkında verilen idari para cezalarına ilişkin emsal karar yayımlandı.

YARGITAY, Polisin maske  takmayanlar hakkında idari para cezası kesemeyeceğine karar verdi. Yargıtay’a göre maske takmayana idari para cezası verilebilmesi için işlemin uygulandığı cadde ve ana arterlerde uyarı levhası asılmalı, Polisçe düzenlenen tutanak valilikçe onaylanmalı cezai işlem uygulanmadan önce uyarı levhaları asılmalıdır ve polis maske takmayanlara ceza veremez.